Tuna ŞERBETÇİ
DIŞIMIZ BAYRAM, İÇİMİZ YANGIN YERİ

                      Tüm İslam aleminin mübarek Kurban Bayramı’nı tebrik eder, insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ederek başlamak istiyorum yazıma…
                      Sahi nerede o eski bayramlar?
                      Bayrama hazırlanırken, eski bayramları şöyle bir hatırlamak istiyor insan…
tasarım59 reklam paketi
                      Ama ne garip, hatırlamakla kalmıyor; nereden nereye gelindiğini de ister istemez sorguluyor...
                      Hani bayramlar sevgiyle, hoşgörüyle, kucaklaşmayla anılırdı ya...
                      Şimdi bir bakın etrafınıza;
                      Ne görüyorsunuz?
                      Görebiliyor musunuz hala o bayramları?
                      O duyguları?
                      Sevgi, hoşgörü, kucaklaşma mı?
                      Nerede onlar?
                      Onların yerini ne aldı peki?
                      Yalan... Dolan... İftira...
                      İhtiras, kıskançlık, hasetlik...
                      Say say bitmez.
                      Yani ne ararsan var! Ama asıl olması gerekenler yok!
                      Yetmedi mi?
                      Açın sosyal medyayı veya bakın haber bültenlerine…
                      Ulusalı, yereli fark etmez.
                      Görünen aynı; daha fazlası, daha kötüsü, daha karası...
                      Asıl mesele ne biliyor musunuz?
                      Kendince siyasetin içinde bulunan, ticaret yapan veya bürokrasinin, sporun ya da sanatın herhangi bir yerinde olan bazı insanlar (-istisnalar elbette vardır-), artık bu ortamın bir parçası değil; adeta motor gücü olmuş durumda…
                      Hem de ne motor!
                      Dışarıdan bakınca insan ister istemez acı acı gülümsüyor…
                      Sanırsınız ki onlar ortama ayak uydurmuş…
                      Oysa belki de onlar yön veriyor, halk da arkasından sürükleniyor.
                      Siyasette mesela…
                      Biri bir şey yapıyor, diğerleri hemen yerden yere vuruyor.
                      Ama aynı şeyi kendisi defalarca yapmış mı? Allah bilir...
                      Zaten; kendisindense mesele yok… Ama karşıdansa? Vay haline!
                      En ufak bir olayda bile insanlarda artık sorgulamak yok. Araştırmak ise zaten hiç yok…
                      Karalamak, linç etmek ve anında hemen etiket yapıştırmak var.
                      O da adet oldu artık.
                      Sevgi, hoşgörü, kucaklaşma mı dediniz?
                      Hani bayram ya...
                      Belki hala içinde biraz umut taşıyanlar vardır, diye düşündüm.
                      Belki bir yerlerde hala hatırlayan kalmıştır…
                      Diliyorum ki bu bayram, unuttuklarımızı hatırlamak, kırdıklarımızdan özür dilemek ve içten bir “İyi bayramlar” demek için bir fırsat olur hepimize.
                      Allah’a emanet olun…


Yayınlanma Tarihi : 1/4/2024 19:03
Okunma Sayısı : 199

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar