Selim ATAŞ
ASRİ SAADETTEN ÖNCE

                Evet, cahile göre devran; zenginlerin, zalimlerin ve cahillerindir. O dönemlerde yaşayanlar kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi. Zenginler kölelerine hakaret ve işkence yaparlardı.
                Su gibi şarap içerlerdi. Putlara taparlardı. Bazıları hamurdan yaptıkları putları acıktıkları zaman pişirip yerlerdi. İçlerinde az da olsa Halil İbrahim’in Tevhit dinine mensup oldukları için ibadet edenler de vardı.
tasarım59 reklam paketi
                Bunlardan biri de Kus Bin Saide idi. Kus Bin Saide, Allah’ın varlığına inanırdı. Ahirete ve öldükten sonra dirilmeye inanırdı. Bu bahtiyar insan, nerede bir kalabalık görse bir taşın veya yüksek bir yere çıkarak; halka tevhit yoluyla güzel şeyler anlatırdı.
                Yine bir gün, bu güzel insan rastladığı bir kalabalığa şöyle seslenirdi:
                Ey insanlar, beni dinleyin ve ibret alınız. Yaşayan ölür, ölen fena bulur. Yağmur yağar, otlar yeşerir. Çocuklar dünyaya gelir. Ana ve babalarının yerini alırlar. Ve gün gelir, onlar da ölürler. Hadiselerin ardı arkası kesilmez. Hepsi birbirini kovalar.
                Ey insanlar, beni iyi dinleyin. Göklerde ibret, yerlerde ibret alınacak şeyler vardır. Yer yüzü büyük bir divan. Gökyüzü büyük bir tavan, yıldızlar yürür, denizler durur. Gelen kalmaz, giden gelmez. Acaba gittikleri yerden memnun oldukları için mi gelmiyorlar? Yoksa orada uykuya mı dalmışlar? Yemin ederim ki Allah katında öyle bir din vardır ki; O din şu anki dininizden daha iyidir. Allah’ın göndereceği bir Peygamber vardır ki; gelmesi çok yakındır, gölgesi üzerimizdedir. Ne mutlu ona iman edenlere. Yazıklar olsun ona isyan edenlere, yazıklar olsun ki gaflete giren bedbahtlara.
                Ey insanlar; hani nerede babalar, dedeler, atalar? Hani o süslü saraylar ve mermer binalar? hani o kibirli insanlar? Hani Allah’lık davası gören Firavun ve Nemrutlar? İşte bu toprak onları değirmeninde öğüttü ve toz etti. Kemikleri bile toz oldular.
                O mermer saraylar yıkılıp, ıssız kaldı. Şimdi yerlerini köpekler şenlendiriyorlar. Sakın onlar gibi gaflete düşmeyiniz. Onların yolundan gitmeyiniz. Putlara ve heykellere tapmayınız. Her şey fanidir, baki olan Allah’tır. Ölüm bir ırmaktır; gidecek yeri çoktur ama çıkacak yeri yoktur.
                Ama büyük ama küçük hepsi göç edip gidiyor. Kesin olarak sizler de onların gittikleri yere gideceksiniz. Onlara olan size de, bana da olacak.
                Bu yazıya kısa bir şiirle devam ediyorum…
                İnsanlar yolcudur hayat yolunda,
                Dünyaya gelip de kalan var mıdır?
                Bir gün görünecek bu yolun sonu,
                Azrail’den mühlet alan var mıdır?

                Hani senin köşkün, sarayın nerde?
                Hani ağalığın, beyliğin nerde?
                Şimdi yatıyorsun karanlık yerde,
                Ben oraya gitmem diyen var mıdır?

                Bir garip şairim, Selim’dir adım,
                Dünya malı değil benim ahvalim.
                Hidayettir benim tek arzumanım,
                Kıyamet gününü bilen var mıdır?


Yayınlanma Tarihi : 17/12/2024 00:55
Okunma Sayısı : 201

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?


Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
reklam 1
Günlük Kurlar