Selamünaleyküm, Allah’ın selamını almayan bizden değildir. “Ben de zaten selamı bizden olanlara verdim” diyerek başlayalım…
“SİYASET’TE KOMEDİ”
Ezbere yorumlar, dereyi görmeden paçaları sıvamalar; peki ya hizmet? Bu soruya cevap bulunamadı. Perdeyi astık ama arkasında ne var bilen yok! WhatsApp mesajı ile kısa mesaj yoluyla siyaset yapılmaz. Bunun adı olsa olsa kopyala yapıştır siyaseti olur…
Siyaset anlayış ister…
Bilgi ister, donanım ister, güzel bakıp güzel görmek ister, ayırmadan sevmeyi ister, en önemlisi de ‘YÖNETMEK’ ister. Hizmet ister, verilen görevi iyiye kullanmak, halkın menfaatini savunmak ister.
Peki sizi yönetmeye talip olanlardan siz ne istersiniz?
Mesela ben kendini yönetemeyen insanın beni yönetmesini istemem!
Selamünaleyküm’e erine erine cevap vermeyen, ağzını yaya yaya cevap veren benim için aynıdır; iletişim esastır!
İşte bu tarz sözüm ona siyasetçilerin geleceğimi planlamasını istemem, kendi siyasi zihnine alet olmak, onun benim oyumla emellerine ulaşmasını istemem… Yazmakla bitmez!
Sizi düşündürür müyüm? Güldürür müyüm bilemedim ama içinde bulunduğumuz konu tam bir bilmece…
Siyasetin ön yüzü ile içeriği arasında gözle görülür bir fark var. Eni boyu belli değil, peki gerçekten hizmete talip misiniz? Yoksa ben de boş zamanlarımda siyaset yapıyorum, iki üç ayda veya yılda bir demeç veriyorum. Klavyeden yazıyorum, adına da siyaset diyorum mu?
Bazen düşünüyorum… Bir tek bunu böyle gözlemleyen ben miyim acaba?
Evet, siyasette rekabet var. Peki sizin rekabet anlayışınız nedir?
Benim bu konudaki anlayışım: “HİZMET AÇIKLAMA, HİZMETİ YERİNE GETİRME, BAŞARILI PROJELERE İMZA ATMA”
Hepsi siyasi ahlak kurallarına uygun rekabet tarzı…
Peki gördüklerimiz?
İtibarsızlaştırama, açık arama, yalan haber yayma, aslı olmayan açıklamalar yapma, bel altı vurma, say say bitmez… Üslup önemli tabii, bir de aman ne olursa olsun; ben göreve geldim olan oldu, kulağımın üstüne yatayım zihniyeti var. Peki ya bu millete lâyık olma derdi, tasası, çabası? Bu var mı?
Şimdi sormak istiyorum; sahnede ezbere anlattığınız ama kuliste kapalı kapılar ardında konuştuğunuz, verilen talimatlarla yürüdüğünüzü ne zaman kabul edip; “Siyaset bana göre değil” dersiniz?
Ya da yok ben böyle mutluyum. Herkesi sever gibi görünüp, samimiyetten bihaber yaşar giderim demeye devam mı?
Son zamanlarda bir moda başladı; “ÇAMUR AT İZİ KALSIN!”
Görünür, şimdi size soruyorum: “SİZ BU MİLLET İÇİN BİR TEK ÇİVİ ÇAKTINIZ MI Kİ?” Da eleştiri yapıyorsunuz?
İnsan bilmediği bir şeyi nasıl eleştirir, ya siz hizmet yapmayı öğrenmeden karalamayı öğrenmişsiniz...
Son olarak; siyaseti lâyığıyla yapan, milletin, halkın, esnafın, yetimin hakkını çata çat arayan soran, gerektiğinde haksızlığa DUR demesini bilen siyasetçilerimiz de var. Bu gözler bunu da gördü. Sayılarının artması dileğiyle...
Başka bir konuda, bir başka yazı dizimde görüşmek dileğiyle;
Allah’a emanet olun…

“SİYASET’TE KOMEDİ”
Ezbere yorumlar, dereyi görmeden paçaları sıvamalar; peki ya hizmet? Bu soruya cevap bulunamadı. Perdeyi astık ama arkasında ne var bilen yok! WhatsApp mesajı ile kısa mesaj yoluyla siyaset yapılmaz. Bunun adı olsa olsa kopyala yapıştır siyaseti olur…
Siyaset anlayış ister…
Bilgi ister, donanım ister, güzel bakıp güzel görmek ister, ayırmadan sevmeyi ister, en önemlisi de ‘YÖNETMEK’ ister. Hizmet ister, verilen görevi iyiye kullanmak, halkın menfaatini savunmak ister.
Peki sizi yönetmeye talip olanlardan siz ne istersiniz?
Mesela ben kendini yönetemeyen insanın beni yönetmesini istemem!
Selamünaleyküm’e erine erine cevap vermeyen, ağzını yaya yaya cevap veren benim için aynıdır; iletişim esastır!
İşte bu tarz sözüm ona siyasetçilerin geleceğimi planlamasını istemem, kendi siyasi zihnine alet olmak, onun benim oyumla emellerine ulaşmasını istemem… Yazmakla bitmez!
Sizi düşündürür müyüm? Güldürür müyüm bilemedim ama içinde bulunduğumuz konu tam bir bilmece…
Siyasetin ön yüzü ile içeriği arasında gözle görülür bir fark var. Eni boyu belli değil, peki gerçekten hizmete talip misiniz? Yoksa ben de boş zamanlarımda siyaset yapıyorum, iki üç ayda veya yılda bir demeç veriyorum. Klavyeden yazıyorum, adına da siyaset diyorum mu?
Bazen düşünüyorum… Bir tek bunu böyle gözlemleyen ben miyim acaba?
Evet, siyasette rekabet var. Peki sizin rekabet anlayışınız nedir?
Benim bu konudaki anlayışım: “HİZMET AÇIKLAMA, HİZMETİ YERİNE GETİRME, BAŞARILI PROJELERE İMZA ATMA”
Hepsi siyasi ahlak kurallarına uygun rekabet tarzı…
Peki gördüklerimiz?
İtibarsızlaştırama, açık arama, yalan haber yayma, aslı olmayan açıklamalar yapma, bel altı vurma, say say bitmez… Üslup önemli tabii, bir de aman ne olursa olsun; ben göreve geldim olan oldu, kulağımın üstüne yatayım zihniyeti var. Peki ya bu millete lâyık olma derdi, tasası, çabası? Bu var mı?
Şimdi sormak istiyorum; sahnede ezbere anlattığınız ama kuliste kapalı kapılar ardında konuştuğunuz, verilen talimatlarla yürüdüğünüzü ne zaman kabul edip; “Siyaset bana göre değil” dersiniz?
Ya da yok ben böyle mutluyum. Herkesi sever gibi görünüp, samimiyetten bihaber yaşar giderim demeye devam mı?
Son zamanlarda bir moda başladı; “ÇAMUR AT İZİ KALSIN!”
Görünür, şimdi size soruyorum: “SİZ BU MİLLET İÇİN BİR TEK ÇİVİ ÇAKTINIZ MI Kİ?” Da eleştiri yapıyorsunuz?
İnsan bilmediği bir şeyi nasıl eleştirir, ya siz hizmet yapmayı öğrenmeden karalamayı öğrenmişsiniz...
Son olarak; siyaseti lâyığıyla yapan, milletin, halkın, esnafın, yetimin hakkını çata çat arayan soran, gerektiğinde haksızlığa DUR demesini bilen siyasetçilerimiz de var. Bu gözler bunu da gördü. Sayılarının artması dileğiyle...
Başka bir konuda, bir başka yazı dizimde görüşmek dileğiyle;
Allah’a emanet olun…

MURATLIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Çevre ve hava kirliliği
Ulaşım ve otopark
Çarpık kentleşme
Alt yapı ve kanalizasyon
Asayiş ve uyuşturucu
Yeşil alan ve parklar
Yol ve kaldırımlar
Günlük Kurlar